İçgüdüsel Beslenme

Sağlıklı beslenme ve spor hakkında bugün doğru kabul ettiğimiz pek çok disiplini sorgulatan  İçgüdüsel Beslenme hareketinin ne zaman ve nasıl başladığı tam olarak bilinmiyor.

Orijinal adıyla “Intuitive Eating”,  California’dan iki klinik diyetisyen Evelyn Tribole ve Elyse Resch, tarafından  geliştirdiği bir sistem olarak popülerliğini kazanmış.

İstediğini, istediğin zaman, keyifle yiyebilirsin, üstelik de kilo almadan dersek, ne düşünürsünüz ?

İçgüdüsel Beslenme, aslında insanın temel beslenme dürtüsünü destekleyen bir felsefe.

Saat ile beslenmeyi, kalori kısıtlamasına giderek kilo vermeye çalışmayı, yiyeceklerin iyi ve kötü olarak sınıflandırılmasını ve çok ağır sporu eleştiriyor.

Evelyn Tribole ve Elyse Resch’e göre vücudun gönderdiği açlık ve tokluk sinyallerine göre yemek, yani acıkınca yemek ve doyunca bırakmak, insanoğlunun zaten var olan kilo dengeleme mekanizmasını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için benimsemesi gereken en temel prensip.

Bu aslında içgüdülerimizin bir gereği, son derece doğal ve sağlıklı bir döngü.

Bu yaklaşıma göre vücudunuz neye ihtiyaç duyduğunu, neyi ne kadar yiyeceğini, ne zaman doyduğunu size zaten söyler.

Örneğin mensturasyon dönemindeki kadınların canı çikolata ister ve bu tesadüf değildir. Bu dönemde kadınların vücudunda magnezyum seviyeleri azalır ve çikolata iyi bir magnezyum kaynağıdır.

Bu durumda vücudunuzun ciddi biçimde istediği, yemek için can attığı şeylerle savaşmak yerine uygun bir miktar tüketmek hem zihninize hem vücudunuza iyi gelecektir. Savaşmayı tercih ederseniz, uzun vadede yemekle ilgili yoksunluk hissi ve obsesyonlar yaratıp daha çok yeme atakları yaşamanıza sebep verirsiniz.

Tribole ve Resch’e göre içgüdüsel beslenmenin temel prensipleri;

  • Diyet zihniyetini tamamen reddedin

sağlıklı sağlıksız yiyecek

İçgüdüsel yeme düzenini hayatınızın parçası haline getirebilirseniz, ergenliğe geçiş döneminden beri biriktirdğiniz bütün diyet listelerini gönül rahatlığı ile atabilirsiniz.

Populer diyetler maalesef  bir süre geçtikten sonra popülerliğini yitiriyor çünkü hiçbirisi kalıcı bir sonuç elde edemiyor.

  • Açlığınıza kulak verin

Vücudunuzu yeterli enerji  tüketerek tok tutun.

Acıkmak güzel ve ihtiyacımız olan bir duygu ama her konuda olduğu gibi bu konuda da aşırıya kaçmak, yoksunluk ve mahrumiyet yaratır.

Mahrumiyet duygusu ile ilk bulduğumuız fırsatta yemeye saldıracağımızı artık hepimiz çok iyi biliyoruz.

  • Yemekle barış yapın

mutlu-yemek

Yiyecek konusunda kendinize yasak getirdiğinizde, her türlü yasakta olduğu gibi, yasak konusunda minicik bir yumuşama geldiğinde eskisine göre çok daha büyük bir arzu ile o yemeklere saldıracağımızı hepimiz biliyoruz.

Mahrumiyet, insanlarda büyük telaş yaratan, son derece güçlü bir durum.

Kendinize istediğiniz her şeyi istediğiniz zaman istediğiniz miktarlarda yiyebilme izni verin.

  • Yemek polisine meydan okuyun

Kafanızın içine populer diyetlerle yerleşmiş, size çikolatanın  kötü, çileğin iyi olduğunu, çikolata yerseniz şişman ve çirkin, çilek yerseniz zayıf ve güzel olacağınızı düşündüren otoriteye körü körüne inanmayı bırakın.

Günün sonunda suçlu hissettiren, provoke eden, ümitsizliğe ve hayal kırıklığına yol açan bu sesleri susturmak içgüdüsel beslenmeye geçebilmek için kritik bir adım.

Bu sesleri susturup da, vücudunuzun ne zaman, neye, ne kadar ihtiyacı olduğuna kendiniz karar verin.

  • Lezzetli şeyler yemekten korkmayın

Ruh sağlığımız için çok önemli olan, yemekten keyif ve tad alma duygusunun tatminini maalesef,  diyetdi zayıflamaktı derken ihmal ediyoruz ve hatta çoğu zaman yemekten keyif aldığımız için suçlulıuk duyuyoruz.

Gerçekten istediğiniz bir şeyi acıktığınızda suçluluk duymadan yeterli miktarda yediğinizde doyuma daha çabuk ulaşıp, daha azının da size yettiğini fark edebilirsiniz.

  • Tokluk hissine saygı duyun

Öncelikle karnınız acıkmadan kesinlikle yemek yemeyin.

Yemek yerken de hissederek doyma noktanızı kontrol ederek yemeye çalışın.

Vücudunuzun size artık aç olmadığınızı söyleyen sinyallerine kulak verin.

  • Duygusal sorunlarınızı yemek yiyerek çözmeyin

Depresif yemek

Kaygı, sıkıntı, öfke gibi duygularımız da bizi biz yapan bütünün parçalarıdır.

Bu duygularıın bize anlatmak istediklerini görmezden gelip yemek yiyerek bastırmaya çalışırsak, çok kısa süreli bir rahatlamanın ardından aynı olumsuz duyguların çok daha büyüyerek geri geldiğini hepimiz biliyoruz.

Olumlu duygularımız kadar, olumsuz duygularımıza da saygı duyup, can kulağı ile dinleyip kendi faydamız için kullanabiliriz.

  • Vücudunuza saygı duyun, onu olduğu gibi sevin

Genetiğinizi kabul edin.

Nasıl uzun boylu birisinin  kısa boylu olmayı arzulaması gerçekçi değilse, vücudunuz için de aynı beklentilere sahip olmak son derece gerçek dışı ve üstelik rahatsız edici.

Vücut biçiminizle barışık değilseniz ve bunu sıklıkla eleştiriyorsanız, içgüdüsel beslenmeyi hayatınıza geçirmeniz oldukça zor.

  • Vücudunuza saygı duyun, onu olduğu gibi sevin

Genetiğinizi kabul edin.

Nasıl uzun boylu birisinin  kısa boylu olmayı arzulaması gerçekçi değilse, vücudunuz için de aynı beklentilere sahip olmak son derece gerçek dışı ve üstelik rahatsız edici.

Vücut biçiminizle barışık değilseniz ve bunu sıklıkla eleştiriyorsanız, içgüdüsel beslenmeyi hayatınıza geçirmeniz oldukça zor.

  • Sporu iyi hissettirdiği için yapın

 

Spor yaparken kilo vermek için yaptığınızı düşünmeyin.

Sadece aktif olun, vücudunuzu hareket ettirin, ve bunun sizi nasıl hissettirdiğine odaklanın.

Hareket ettikçe yükselen enerjinizi, iyileşen moral durumunuzu ve vücudunuzda, kaslarınızda olup biten bütün rahatlamayı fark edin.

Zaman içinde size kilo verdiğinizi görüp ayrıca sevinirsiniz ama daha çok keyif almaya odaklanın.

  • En önemli şeyin sağlığınız olduğunu unutmayın

Sağlığınızı ve tat alma duyularınıza olumlu gelecek yiyecekler seçin.

Size iyi gelecek, iyi hissettirecek, tadından hoşlandığınız yemekleri yerken keyif alın, kendinizi kötü hissetmeyin.

Unutmayın, her zaman en sağlıklı, en doğru ve en mükemmel yemek seçimleri yapmak zorunda değilsiniz.

Bir çikolata yediniz diye, bir anda dengesiz beslenmiş ve kilo almış olmazsınız.

İçgüdüsel beslenme Türkçe kaynaklarda çok işlenmemiş.

Ben ilk duyduğumda bana Yasemin Sosyal’ın, Ruhunu Dinle, Bedenini Doyur kitabını hatırlattı.

‘Tek Şişman Beyninizdir’ kitabının yazarı Yasemin Sosyal

Demek zayıflamak istiyorsun ?

Denemediğin diyet reçetesi kalmadı belki de…

Mucize formüllerin hepsini ezberledin

Peki, neden işe yaramadı dersin?

Diyetisyenlerden önce bedenine, ruhunun isteklerine kulak vermen gerektiğini unuttuğun için olmasın sakın!

Beden-kitle indeksini hesaplamadan önce karnındaki gurultuyu doğru okuyamadığın için olmasın!

Hadi bir yolculuğa çıkalım birlikte…

Her şeye en başından başlayalım…

Yöntemler ne olursa olsun sorunu çözecek olan sadece sensin, çünkü ruhunu dinlemezsen bedenini doyuramazsın.

yazdığı arka kapak yazısı ile ilgimi çekmiş ve bir dönem elimden bırakamadığım bir kitap olmuştu.

Şimdi bu vesile ile yeniden başucu kitabım oldu ve bir ay geçmeden pandemi mirası olarak gelip yerleşen bütün fazlalıklarımdan kurtuldum. Darısı göçmenlikle daha büyük fazlalıklara.

Yakın zamanda daha mutlu haberleri kutlamak üzere, sevgiler.