Karadağ’da Yaşamak

Karadağ… daha önce adını duyduysam da hatırlamadığım, Balkanlar’daki eski Yugoslavya’yı oluşturan ülkelerden biri. Hayatınızı, bir ülkeden başka ülkeye giderken yaşıyorsanız bazen böyle süprizler olabiliyor. 2016 yılında eşime gelen iş teklifiyle uluslararası adı Montenegro olan, Karadağ hakkında ilk işim, ”Karadağ’da Yaşamak” diyerek Google araması yapmak oldu. Yüzlerce Türkçe ve diğer dillerde sayfalar çıktı karşıma. Okuduklarımdan etkilendiklerim oldu. Özellikle 1992-1995 yılları arasında olan ”Bosna Savaşı” ve sonrasında yaşananlar bölge halkını derinden etkilemiş.

Tarihi ayrıntılara girmeden 2017 yazında taşınıp, sadece 11 ay  yaşayabildiğim bu güzel ülkeyi size biraz benim gözümden anlatacağım. Biraz da ansiklopedik bilgilerle ve Karadağ’da hayatını sürdüren, oraya yerleşmiş göçmen bir kadınla yaptığım kısa söyleşi ile devam edeceğim.

Karadağ

Karadağ veya uluslararası bilinen ismiyle Montenegro; 650 bin kişilik nüfusu ve 13.812 km2 lik yüzölçümü ile neredeyse bir şehir büyüklüğündeki masal gibi ülke.

Masal gibi bir ülke derken, ben kendi bakış açımdan hayatımın bir yılını geçirdiğim bu ülkeyi, insanlarını, anlatmak ve sizlere tanıtmak istiyorum.

Ulu ve sarp dağlarla çevrili, Adriyatik denizine kıyısı olan bu sevimli ülkenin, tüm dillerde ismi aynı anlamı taşımaktadır. Yerel ismi Crna Gora (Siyah Dağ),  Montenegro (Siyah Dağ), Karadağ.

Türkiye’ye yakınlığıyla ve vizesiz seyahat edilebilmesi nedeniyle Türk turistler tarafından çokça tercih ediliyor. Balkanların kalbinde diğer Avrupa ülkelerine görece daha ucuz, huzurlu ve muhteşem iklimi ile her mevsimi doyasıya yasamak isteyenler için. Her ülkeden yerleşimciye ve ziyaretçiye kapılarını sonuna kadar açmış ülke.

Avrupa Birliğine dahil olması için henüz müzakereler devam ediyor. 2006 yılında yapılan referandum ile  Sırbistan’dan ayrılarak kendi bağımsızlığını kazanmış ve o günden itibaren para birimi olarak Euro kullanmakta. Karadağ ile ilgili bazı bilgileri buradan bulabilirsiniz. Karadağ – Vikipedi (wikipedia.org)

Ulaşım

Karadağ’ın tüm yolları tek şeritlidir. Şehirler arası yolculuk, mesafeler çok olmasa da özellikle turist sezonunun yoğun olarak yaşandığı yaz dönemlerinde  trafik sorunu yaratmaktadır. Dağlarla çevrelenmiş coğrafi yapısı ve hız sınırlamaları nedeniyle tahmin edilenden uzun sürebilmektedir. Özellikle deniz kıyısına paralel yolların virajlı ve dar olmasından, görüş açısı sebebi ile de dikkatli olmak gerekmektedir.

Ülkede iki tane uluslararası havalimanı bulunmaktadır. Başkent Podgorica’da ve Tivat’da. Podgorica Havalimanı 1928  yılından beri kullanılıyor. Yugoslavya döneminde adı Titograd olmasından dolayı, uluslararası IATA kodu TGD olarak geçiyor. Tivat Havalimanı özellikle Mayıs-Eylül aylarında oldukça yoğun olmakla birlikte, tüm yıl uçuşlara açıktır. Komşu ülkelerden geçiş olduğu için bir çok insan turizm sezonunda Karadağ’a gelmek için Arnavutluk-Tiran’a uçuş yapıyor. Ordan araba kiralayarak Karadağ’a geliyor.

Ekonomi

Karadağ’ın en büyük hatta neredeyse tek gelir kaynağı turizmdir. Başkent Podgorica, turistler için sadece havalimanı nedeniyle kısa ziyaretler için kullanılsa da turizm dışında kalan diğer iş alanları için  merkez konumundadır. Büyükelçilikler, bankacılık ve devlet daireleri  gibi tüm resmi işlemler Podgorica’da gerçekleşmektedir.

Karadağ, 2016’dan itibaren uluslararası yatırımcıların gözdesi oldu. Yabancı yatırımcılar için kanunlar yerli yatırımcılarla eşit olması büyük avantaj. Gelir ve kurumlar vergisinin bölgede en düşük orana sahip olması önemli bir etken.

Sıkça Sorulan Sorular

Karadağ nerede?

Balkanlarda bir ülkedir. Doğusunda Arnavutluk ve Kosova, kuzeyinde Sırbistan, batısında Hırvatistan, Bosna-Hersek, güneyinde Adriyatik denizi yer alır. Başkenti, Podgarica’dır.

Karadağ’a nasıl gidilir?

Karadağ’a yaşadığınız ülkenin, uçuşlarına göre direk veya aktarmalı olarak havayoluyla veya karayoluyla komşu ülkelerinden geçerek gidebilirsiniz. Türkiye’den araba ile gidecekseniz, Yunanistan üzerinden Arnavutluk ve ordan Karadağ’a ulaşabilirsiniz. Türkiye’den her gün düzenli Karadağ’a uçuş THY’nin bulunmaktadır. Karadağ Uçak Bileti Fiyatları | Türk Hava Yolları ® (turkishairlines.com)

Karadağ’da hangi dil konuşulur?

Karadağca denilen Baltık Slav dillerine bağlı  3 alt kolundan biri olan Güney Slav dilidir. Kiril ve Latin alfabesi aynı anda  kullanılmaktadır. Bazılarınca Hırvatça, Sırpça ve Boşnakçanın da beraber alındığı Sırp-Hırvat dilinin  standartlaştırılmış bir formu olarak kabul edilmektedir. Ortak kullanılan kelimeler oldukça fazladır.

Karadağ ne zaman bağımsız oldu?

21 Mayıs 2006 yılında yapılan referandum ile %55,5 ‘Evet’ sonucuyla Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir.

Karadağ ne zaman Avrupa Birliğine girecek?

”Karadağ, Sırbistan ve Karadağ devletini terk edip bağımsız bir devlet haline gelebilmesi için 21 Mayıs 2006 tarihinde yapılan referandumda Karadağ halkının bağımsızlıktan yana oy verdi. Bağımsızlığını elde ettikten sonra, Karadağ resmen 15 Aralık 2008 tarihinde Avrupa Komisyonuna (AK) Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunda bulundu. Karadağ’ın tek taraflı olarak daha önce Alman markı olarak para birimini kullanmış, 2002 yılında para birimi olarak Euro’yu kabul etti. İstikrar ve Ortaklık Anlaşması üzerindeki görüşmeler Eylül 2006’da başladı. İstikrar ve Ortaklık Anlaşması resmen 15 Ekim 2007 tarihinde imzalandı ve tüm Avrupa Birliğine üye 27 devletin onayı geldikten sonra 1 Mayıs 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 17 Aralık 2010 tarihinde, Karadağ resmiyeten AB’ye aday ülke oldu. Karadağ nüfusunun % 76.2’si AB üyeliğine lehine oy verdi. Nüfusun yalnızca % 9.8’i AB üyeliğine karşı oy kullanmıştır.

Avrupa Konseyi Aralık 2011’de Haziran 2012’de müzakerelerin başlatılması amacıyla katılım sürecini başlattı. Daha sonra Karadağ ile katılım müzakereleri 29 Haziran 2012’de başladı. 32 fasıl açılmış olan ülke, AB üyelerinin yetkilileri arasında yaygın bir desteğe sahiptir ve ülkenin AB’ye katılımının 2025 yılına kadar mümkün olduğu düşünülüyor.”  Avrupa Birliği’nin gelecekteki genişlemesi – Vikipedi (wikipedia.org) Karadağ (ab.gov.tr)

Karadağ nerede kalınır?

Karadağ’da görmek istediğiniz şehre göre otellerde, hostel veya kirayacağınız evlerde kalabilirsiniz. Sahil şehirleri birbirine çok yakın olduğundan hangi şehirde kaldığınız fark etmezsizin kiralayacağınız araç ile istediğiniz yere gidebilirsiniz.

Karadağ’da ne yenir?

Deniz ürünleri başta geliyor sanırım. Kendilerine özgü deniz ürünlerinden oluşan yemeklerinin arasında; Buzara, Siyah Risotto, Ahtapot-Kalamar Salatası ve Ahtapot-Kalamar yemekleri, Cevapi, Kacamak, Rastan, Popeci, Kuru et çeşitleri ve peynirler, Kuzu ve oğlak etiyle yapılan yemekleri, Shopka SalatasıPriganiceBörek, İspod Saca, Gulaş… Karadağ şarapları muhteşem diyebilirim. Gittiğinizde mutlaka yerel şarapları deneyin. Rakija ise evlerde kendilerinin de yaptığı alkol oranı oldukça yüksek milli içkileri. Niksicko, Karadağ’ın yerli bira markasıdır.

Karadağ’da ne iş yapılır?

Karadağ’da iş yapmaya karar verdiyseniz Türk büyükelçiliği ile iletişime geçip onlardan bilgi almanızı tavsiye ederim.  Karadağ’a ikamet ve iş kurma maksadıyla gelenlerin çeşitli yanlış bilgilendirme ve mağdur edilme olaylarının çok olması sebebi ile Büyükelçilik bu konularda uyarıda bulunmuş.

Karadağ vatandaşlığı nasıl alınır?

Bu konuda çeşitli Türkçe bilgiler olsada vatandaşlık konusu yazıldığı kadar kolay değil. İnternette okuduğunuz bilgilere güvenmemenizi tavsiye edebilirim. Türkçe sayfaları araştırdım ve bir çok bilginin yanlış ve bilinçli olarak eksik verildiği gördüm. O sebeple iyice araştırmadan ülkeye gidip yetkililerden direkt yeni çıkan kanunları ve şartları öğrenmeden kimseye inanmayın. Microsoft Word – Citizenship law 2008 _En_.doc (refworld.org) Bu dosyada 2008 yılında çıkmış vatandaşlık kanunun bilgileri var. İş kurma ve ev alma ile ilgili yeni prosedür içinde T.C. Büyükelçiliğine başvurup Dış Ticaret Müsteşarlığından bilgi almanız en sağlıklısı olacaktır.

Şehirler

Karadağ uzun sahil şeridi ile deniz turizmi ile daha çok tanınıyor. Gerçektende bir tarafınızda deniz, bir tarafınızda dağ olarak ilerlerken yeşilin ve mavinin tonlarında kendinizi kaybediyorsunuz. Ülkenin kuzey şehirleri dağ, göl ve nehirleriyle doğa ile baş başa muhteşem vakitler geçirmek için ise idealdir. Özellikle hiking rotaları sizi muhteşem manzaralara taşıyabiliyor. Adriyatik denizi kıyısındaki bu sevimli ülkede aynı günde kayak merkezinden çıkıp 2-3 saat mesafedeki sahilden denize girebiliyorsunuz.

Kotor

Doğal ve tarihi güzelliklerle dolu muhteşem şehirlerden en meşhuru Kotor şehri. Coğrafi olarak çok farklı bir yapıya sahip Kotor. Yüzyıllar boyunca komşu ülkelerin denizcileri ve korsanları tarafından cazip bulunmuş ve ele geçirilmek istenmiş. En uzun soluklu hüküm Venedikliler tarafından sürülmüştür. Günümüze kadar korunan muhteşem Venedik mimarisi etkisiyle Kotor sokaklarında dolaşmak bir zaman makinesiyle tarihte yolculuk yapma hissini uyandırmaktadır. Cruise gemilerinin Adriyatik’teki favori duraklarından biri olan Kotor turistik mağazaların yansıra Belediye binası, Turizm Fakültesi, bankaları, Noter ve Kurumsal binalarıyla yaz kış yaşayan bir şehirdir. Eski şehir merkezinde turist kafileleri arasında balkonunda çamaşırlarını asan ev sahiplerini ya da Belediye binasında işlemlerini halleden yerli halkı görmek, şehrin büyülü atmosferi arasındaki tüm gerçekliğiyle ziyaretçilerine değişik bir deneyim yaşatmaktadır.

Budva

Casino Royal… Benim gibi Bond hayranlarının, bu filmle adını duydukları Balkanların gözde merkezi Budva. Karadağ’a gittiğimde filmin çekildiği Hotel Splendid’te kaldım. Adriyatik denizinin kıyısında bulunan Budva’yı gezerken en çok hoşuma giden yarım ada üzerine kurulmuş, Old Town- Stari Grad dedikleri kale içi oldu.

2500 yıllık geçmişiyle ortaçağdan kalma kale duvarlarının içine kurulmuş, içinde kiliseleri, müzeleri, küçük dükkanları ve şapeli bulunan, cafe, restoran, barlarıyla ayrıca kale içinde yaşayan insanlarıyla, capcanlı yaşam alanı. Surların dışına çıktığınızda denize kavuşuyorsunuz. Kumsalı ve denizi yazın sizi neşeyle çağırıyor.

Kale içinde  St. Ivan Kilisesi (17.yy), Santa Maria in Punta Kilisesi(840 MÖ), St Sava Orthodox Kilisesi (12.yy)  ve The Holly Trinity Orthodoks Kilisesi (1804) bulunmakta. 1979 da yaşanan depremle büyük zarar gören kale duvarları ve şehir 8 yıl süren yenileme işlemleriyle şimdi ki halini almış.

Yaz aylarında ülkeye gelen turistlerle diğer şehirlere göre daha kalabalık olan Budva’da, gece hayatı da diğer şehirlere göre daha hareketlidir. Yaz aylarında nüfusunun 20 katı turist ağırlarken, kış aylarında oldukça sessiz ve tenhadır.

Kale dışında bulunan yat limanı ve meydanı, sahil boyunca uzanan plajı restoran ve cafelerle doludur.

Kışında yağışlı havasıyla gökyüzü size bulutlarıyla görsel şölen sunar. Kale içinde yaşam devam eder. Yılbaşı öncesi başlayan ve Ortodoks yılbaşına kadar devam eden festivalleriyle Balkan müziğine, danslarına, neşesine hayran kalırsınız.

Tivat

Karadağ’ın modern dünyaya ilk açılan şehri olan Tivat, tatilcilerin en çok tercih ettiği 3. şehirdir. Avrupa’nın en lüks ve büyük tekne demirleme kapasitesi ile en büyük yat limanlarından olan Porto Montenegro bu şehirdedir. Tivat aynı zamanda yabancı yerleşimci nüfusun en yoğun olarak tercih ettiği şehirdir.  Yaz aylarında Budva ve Kotor’a oranla daha sakin, kış aylarında da yerleşik nüfus daha kalabalık olduğu için diğer sahil kentlerine oranla daha hareketlidir.

Gördüğüm anda aşık olduğum ve yaşadığım küçük sahil kasabası. Herkesin birbirini tanıdığı, yol ortasında durup sohbet ettiği, güler yüzlü sakin ve bir o kadar da uzun insanların olduğu yer. Güne sabahın erken saatinde kahve ile başlayan ve Rakija ilen devam Karadağlılar sonrasında denize girip yeniden kaldıkları yerden sohbete devam ediyorlar. Kahve içmenin tadına Tivat’ta vardım. Karşı masanızda oturan insanlar size gülümseyerek selam verirler, bilmediğiniz dilde sizle konuşurlar, şakalaşırlar. Anlamasanız da ne dediklerini; o samimiyeti, sıcaklığı, neşeyi hissedersiniz. 

Perast

Aslında Kotor’a bağlı olan bu minik sahil kasabası ufak bir balıkçı kasabasıyken, Venedik döneminde Kotor Körfezini ve şehrini deniz yoluyla gelecek düşman tehdidine karşı korumak amacıyla kullanılmış. Muhteşem Venedik mimarisi ile büyüleyen Perast, Karadağ’ın en meşhur turistik yerlerinden biri olan yapay ada üzerine kurulmuş Our Lady of the Rock Kilisesi ile mutlaka görülmesi gereken rüya gibi yerlerden biridir.

Sahil şeridinde Herceg Novi, Bar ve Ulcinj şehirleri de tarihi eski şehirlerdir. Plajlarıyla yaz aylarında tercih edilen turistik şehirler arasındadırlar.  Özellikle Ulcijn şehri uzun kumsalı ve kite sörf için oldukça elverişli olan rüzgârlarıyla, rüzgâr sörfü tutkunlarının Balkanlardaki bir numaralı tercihidir.

Karadağ klasik ve adrenalin sporlar tutkunları için de muhteşem bir ülkedir. Yamaç paraşütü, rüzgâr sörfü, yelkencilik, dalgıçlık, dağcılık ve benzeri pek çok yaz sporunun yani sıra kış sporları için de muhteşem olanaklar sunar. Özellikle Kolasin ve Zabljak şehirleri kayak severler için vazgeçilmez kayak merkezleridir.

Karadağ gelişmekte olan bir ülkedir ve turizm bu gelişmenin önemli bir parçasıdır. Her yıl yeni eklenen turistik tesisler ve gelişmekte olan kayak merkezleri diğer ülkelerin kayak merkezleri ile kıyaslandığında henüz çok tatmin edici olmasa da Karadağ’ın doğal güzellikleri dağların muhteşem konumlanması, kayak merkezlerinin yakınlarında bulunan göller ve milli parkları gezme imkânları ile her mevsim keyifle tatil yapılabilecek ve sınırsız imkanlar sunan bir ülkedir.

Karadağ’a taşınmış, iş kurmuş, ev almış ve hayatını orda sürdüren Türkler var. Yaşadığım kısa süre içinde bazılarıyla tanışıp çok güzel dostluklar kurdum. Hepsinin göç hikayesi birbirinden farklı ve ilginçti. Deniz Davudi Gönenç onlardan bir tanesi. Karadağ’da yaşadığım sürede ülkeyi ve insanlarını tanımamda yardıcı oldu. Kendi göç süreciyle beraber Karadağ’da yaşamayı sorduğum sorularla anlattı. Deniz’in gözüyle Karadağ’da yaşamak nasılmış öğrenelim.

Karadağ’a ne zaman taşındınız? Taşınmayı tercih etme sebebiniz nedir?

Buraya 2017 yılında taşındık. Aslında ülke değiştirme, daha doğrusu yaşadığımız yeri değiştirme fikri, eşimde de bende de hep vardı. Özellikle de oğlumuz doğduktan sonra bu fikir daha da kuvvetlendi. Ama böyle büyük bir karar sadece istemekle verilmiyor.

Taşınmadan önce diğer şehirlere oranla daha keyifle yaşanılır bulunan İzmir’de yaşıyorduk. İzmir’i genel anlamda sevsek de gün geçtikçe artan insan kalabalığı, trafiği yüksek binaları bizi boğuyordu. Yoğun iş hayatımızdan sıyrılıp kendi yolumuzu çizeceğimiz, yeni yerler ve insanlar keşfedeceğimiz, belki de ufak bir tekne alıp dünyayı gezeceğimiz günlerin hayalini kurarak yıllar geçirdik.

Tivat koyOğlumuz ilkokula başladığında değişen eğitim sisteminin içinde resmen kaybolduk. Hırslı ve baskıcı eğitim modeli ve değişen, kemikleşen siyasi yapının özellikle de eğitimdeki etkileri bizi kendimiz ve oğlumuz için daha sakin ve mutlu yerler aramaya tamamen itti diyebilirim. Önceleri Kanada, Avustralya gibi o dönem çok daha kolay yerleşebileceğimiz yerler düşündük ama ailemizden ve sevdiklerimizden o kadar uzak yaşamak istemediğimize karar verdik.

Karadağ’a ilk gelişimizden önce ülkeyi uzun süre araştırdık. İlk gelişimiz aslında sadece görüp gezmek amaçlıydı ama gelir gelmez aşık olduk. Muhteşem iklimi, sıcakkanlı insanları, olağanüstü doğası, küçüklüğü, sakinliği ile bizi resmen büyüledi. Bunca yıl bizi engelleyen, kafamızı karıştıran tüm sorulara nokta atışı cevaplar vererek bizi kendine resmen bağladı. İzmir’den Van’a gitmekten daha kısa süren mesafesi de cabası.

Karadağ’da yaşam nasıl? İnsanları ve göçmenlere bakış açıları nasıl?

Karadağ’da ilk öğrendiğim kelime “Polako”, yavaş ve sakin anlamında kullanılıyor. Polako resmen ülke insanının yaşam şekli. Aynı zamanda yerleştiğimiz ilk aylarda, alışık olduğumuz tempoya ve bir Türk insanı olarak sahip olduğumuz tez canlılığımıza tamamen ters olan bu yavaşlık oldukça zorlayıcıydı. Havasından mı, suyundan mı bilmiyorum; alışıp bu yaşam şekline uygun yaşamak çok da uzun sürmüyor. Kısacası buralar bolca keyif, huzur, mutluluk ve Polaaakoo!

Ülkenin neredeyse tek ekonomik geçim kaynağı turizm, bu nedenle özellikle sahil şeridindeki şehirler yabancılara çok alışık. Özellikle de Türkleri genel olarak çok seviyorlar. Yerel kanallarda birçok Türk yapımı dizi alt yazılı olarak yayınlanıyor. Bu diziler sayesinde Türkleri haremleri olan sultanlar, padişahlar ya da lüks villalarda yaşayan evlerinde makyajla topuklu ayakkabılarla gezen insanlar olarak düşünen ufak bir kesim yok değil. Şaka bir yana bu diziler sayesinde Türkçe öğrenen kişiler bile var. Karadağ başta Rusya ve Türkiye olmak üzere pek çok ülkeden yerleşimci alıyor. Diğer ülkelerin aksine buraya yerleşen yabancılar, genellikle ülkeye yeni iş fırsatları ve kazanç sağladığı için yerleşimci yabancılardan “genel olarak” memnunlar.

Karadağ’da yaşamanın artıları neler? Herhangi bir sorun yaşadınız mı?

Buraya yerleşmemizdeki en büyük motivasyonumuz oğlumuzdu. Okuluna başladığı ilk hafta okulu ile ilgili ilk izlenimlerini sorduğumuzda yüzünde kocaman bir gülümsemeyle boynumuza sarılıp ”Okulum çok mutlu bir okul; öğretmenler, öğrenciler, çalışanlar herkes çok mutlu!” demesini ömrüm boyunca unutacağımı sanmıyorum. Geldiğimiz ilk günlerden beri kendi kendine dışarı çıkıyor. Akşam geç saatlere kadar sokakta arkadaşlarıyla geziyor. Canı istediğinde genellikle hava karardıktan sonra şehir merkezinden 15-20 dk. uzaklıktaki evimize yürüyerek tek başına dönüyor. İzmir’de sahilde oturmamıza rağmen bırakın sahile göndermeyi sokağımızdaki markete bile tek başına yollamadığım çocuğumun bu özgürlüğü ve ülkedeki güven duygusu sanırım bizim için en büyük artı.

Muhteşem komşularımız, şahane arkadaşlarımız var. Bunca zamandır tek bir kavgaya, tartışmaya, tatsız bir olaya şahit olmadık.

Karadağ’da yaşamakla ilgili tavsiyeleriniz var mı?

Karadağ’a nasıl yerleşeceklerini soran herkese aynı şeyi söylüyorum. Karadağ bizim için en doğru yer belki ama herkesin hayattan beklentisi başka.

Mesela benim yaşadığım şehirde bir sinema yok, sinemaya gitmek için başka bir şehre gidiyoruz. Gerçi başka şehir dediğime bakmayın, sadece 24 km, ülke çok küçük olduğu için mesafe algısı şaşabiliyor. Ülkenin en büyük alışveriş merkezi neredeyse Türkiye’deki bir 3M Migros büyüklüğünde.

Toplu taşıma sistemi zayıf. Her şey çok yavaş. Kısacası büyük şehirlerde alışkın olduğumuz hayattan çok uzak, daha çok ada hayatı gibi burada yaşamak. O yüzden buraya yerleşmeyi düşünmeden önce mutlaka detaylıca araştırılması ve en azından 2-3 hafta gezip vakit geçirilmesi gerekiyor. İş hayatıyla ilgili daha detaylı bir araştırma şart.

Karadağ’da şu an ne işle uğraşıyorsunuz?

Ben turizmciyim, eşim de mimar. Burada yine en iyi bildiğimiz işleri yapıyoruz.

Büyük bir turizm firmasıyla beraber Karadağ’a ağırlıklı olarak Rusya ve Türkiye’den gezi grupları getiriyoruz. Arada kendi özel gruplarıma da Karadağ’a seyahat danışmanlığı ve rehberlik yapıyorum.

Morgen Plajı Budva